0

Uluslararası 33. İletişim Fakülteleri Dekanları Konseyi Toplantısı Açılışı Gerçekleşti

Bu Haber 202 Kez Okundu
  • Paylaş:
Uluslararası 33. İletişim Fakülteleri Dekanları Konseyi Toplantısı Açılışı Gerçekleşti

Uluslararası 33. İletişim Fakülteleri Dekanları Konseyi (İLDEK)  Toplantısı açılış töreni, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İletişim Fakültesi'nin ev sahipliğinde gerçekleşti.

ÇOMÜ Necip Fazıl Kısakürek Salonunda gerçekleşen açılışa, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman,  Yargıtay 7. Ceza Dairesi Üyesi Erdoğan İshakoğlu, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Arda Aydın, YÖK Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Fatma Çiğdem Savaşçıoğlu, İLDEK Başkanı Prof. Dr. Ümit Arklan, RATEM Başkanı M. Aydın Şerbetçioğlu, RATEM Bilişim A.Ş. Genel Müdürü Yusuf Gürsoy, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Önal, ÇOMÜ Genel Sekreteri Oğuz Ünal,  İletişim Fakültesi Dekanları Konseyi Üyeleri ve akademisyenler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Şef Öğr. Gör. Mete Gökçe yönetiminde ÇOMÜ Çok Sesli Korosu mini bir konser verdi.

İletişim Fakültesi Dekan Prof. Dr. Hülya Önal Uluslararası 33. İletişim Fakülteleri Dekanları Konseyi (İLDEK) Toplantısına ev sahipliği yapmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, başarılı bir toplantı olmasını diledi ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.

İLDEK Başkanı Prof. Dr. Ümit Arklan, İLDEK'in Türkiye, KKTC ve Kırgızistan'daki iletişim fakültelerinin dekanlarından oluştuğunu ve İletişim Fakülteleri Dekanları Konseyi (İLDEK)  Toplantısı’nın bir iletişim fakültesi dekanlığının ev sahipliğinde yılda bir kez yapıldığını dile getirdi.

İLDEK’in misyon ve vizyonu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Arklan, “Söz konusu vizyon ve misyon çerçevesinde yapılan toplantılarda iletişim fakültelerinin bugünkü durumu, mevcut potansiyelleri ve sorunları, yapılabilecek iş birlikleri, birbirimizden örnek alabileceğimiz uygulamalar, sektör paydaşlarımızın görüş ve önerileri, bizim onlardan beklentilerimiz ve iletişim fakültelerinin akreditasyon süreçleri gibi konular üzerinde duruyoruz. Toplantılar ardından hazırlanan sonuç bildirgelerini YÖK, YÖKAK, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, RTÜK, TRT, Anadolu Ajansı ve tüm iletişim fakültelerine resmi yazı ile ulaştırıyoruz" dedi. 

Bilgi Çağında; Doğru, Hızlı ve Etkili İletişim Stratejik Bir Araç Haline Geldi

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, yaşanan bu dönemin bilgi çağı dönemi olduğunu ve doğru, hızlı ve etkili iletişimin yalnızca bireylerin değil, toplumların da kaderini belirleyen stratejik bir araç haline geldiğini vurgulayarak şunları söyledi:

“İletişim teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmeler, medyanın dönüşümü, yapay zekâ destekli içerik üretimi, dijital etik, dezenformasyonla mücadele ve medya okuryazarlığı gibi pek çok konu artık sadece akademik düzeyde değil; toplumsal ve küresel ölçekte çözüm arayışı içinde olduğumuz başlıca meseleler haline gelmiştir.

İşte tam da bu nedenle, İletişim Fakülteleri Dekanlar Konseyi gibi yapılar, sadece eğitim ve müfredat düzeyinde değil; aynı zamanda toplumsal sorumluluk ve kamu yararı ekseninde de önemli bir vizyon geliştirme misyonunu taşımaktadır.

Üniversitelerimiz, iletişim alanında yalnızca nitelikli bireyler yetiştirmekle kalmamalı; aynı zamanda düşünce özgürlüğünü, etik ilkeleri ve eleştirel medya kültürünü içselleştirmiş bir toplumun inşasında da öncü rol oynamalıdır. Bu bağlamda, konsey toplantımızın, ulusal ve uluslararası düzeyde iletişim eğitiminin kalitesini artırmaya, disiplinler arası iş birliklerini geliştirmeye ve iletişim akademisinin geleceğine yönelik ortak bir vizyon oluşturmaya katkı sunacağına yürekten inanıyorum.”

Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman ise iletişim alanının diğer alanlar gibi çok hızlı ilerleyen, değişen ve dönüşen bir alan olduğunu, aynı hızın hem profesyoneller hem de tüketiciler açısından geçerli olduğunu söyleyerek;

"Özellikle bizim gibi tüketici olanlar iletişim alanlarında yaşanan hızdan dolayı neyin doğru olduğu, neye inanacağımızı, hangi mecraya bakacağımız konusunda ciddi bir kafa karışıklığı yaşıyoruz. Bu kadar hız bizim dışımızda bir vaka ama beraberinde de pek çok soruyu veya sorunu gündeme getiriyor. Ben bu konsey toplantısında, bu ve benzeri konuların da konuşulacağını tahmin ediyorum. İletişim fakültelerinde yetişmiş, mesleğinin idrakinde, sorumluluğunu bilen, etik anlayışı gelişmiş iletişimcilerin,  mezun olarak sayısının çoğalması, hem profesyonel alanda hem de diğer alanlarda da doğru işler yapmaları ve bize rehberlik etmelerini ümit ediyorum.

Açılışın ardından konsey üyesi dekanlar ve temsilciler, İletişim Fakültesi'ndeki MOCAP Stüdyosu'nu ziyaret ederek, Dekan Prof. Dr. Hülya Önal'dan burada verilen eğitimlere ilişkin bilgi aldı.

Toplantı, YÖK Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Fatma Çiğdem Savaşçıoğlu'nun moderatörlüğünde "Türkiye'de Bilim Politikalarını Şekillendiren Yeni Bir Paradigma Olarak Bilim İletişimi", Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) Genel Müdürü Yusuf Gürsoy moderatörlüğünde "Radyo Televizyon Yayıncılığında Yapay Zeka Kullanımı ve Telif Hukuku" başlıklı panellerle devam etti.

Yeni Bir Paradigma Bilim İletişimi

YÖK Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Fatma Çiğdem Savaşçıoğlu “Türkiye'de Bilim Politikalarını Şekillendiren Yeni Bir Paradigma Olarak Bilim İletişimi" başlıklı sunumda, Üniversitelerde kurulan Bilim İletişim Ofislerinin neden kurulduğunu dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: 


“Akademide yüzlerce, binlerce hocamız çok önemli işler, çok önemli projeler, çalışmalar yapıyor fakat bunların maalesef pek çoğu sadece akademik çevreyi takip edenler tarafından biliniyor ve sınırlı bir düzeyde kalıyor. Hâlbuki bırakın Türkiye'yi, dünya çapında ses getirecek çok önemli çalışmalar ne yazık ki hak ettiği ilgiyi görmüyor. Bilimi üretmek çok önemli ama üretmek yetmiyor, onu görünür kılmak, onu anlatmak ve dört duvardan dışarıya çıkarmak gerekiyor.

 

Düşünün biz 7.5 milyon öğrencisi yaklaşık 200 bin akademisyeni ve 300 bin civarında idari personeliyle gündemi belirleyecek güçteyiz. Biz bilim konuşursak Türkiye’de bilim konuşur. Diyeceksiniz ki bilimi anlatmak kolay değil, toplum bilimsel bilgiye mesafeli. Toplum bilimsel bilgiye mesafeli. İşte bu mesafeyi nasıl ortadan kaldırırız nasıl üniversitelerimizde üretilen bilgiyi kampüslerden dışarı taşır, toplumla buluştururuz diye kuruldu Bilim İletişimi Ofisleri.”