30.08.2017
Bu Duyuru 2044 Kez Okundu
1948 yılında İngiltere’nin sömürgesi altındayken bağımsızlığını kazanan, sonrasında da çoğu kez askeri rejimlerle yönetilen Myanmar (Burma), askeri yönetim geçmişinin izlerini ve alışkanlıklarını hala devam ettirmekte. Bu anlayışla, çoğunlukla Rohingya (Rakhine-Arakan) eyaletinde yaşayan ve gördükleri şiddet sonucunda evlerinden olmuş Müslüman topluluğuna yönelik insanlık dışı uygulamalar gerçekleştirmekte ve özellikle Budistler tarafından gerçekleştirilen saldırılar karşında hiçbir gerçekçi tedbir almamakta.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler ve Acil Durumlar Koordinatör Yardımcısı Kyung-wha Kang, geçen aylarda Myanmar ziyaretinden sonra yaptığı açıklamada, Myanmar'da Müslümanların yaşadığı kamplardaki çileler ve kötü koşullara daha önce hiçbir yerde rastlamadığını, sorunun temelinde Myanmar hükümetinin Arakan Müslümanları’na yönelik ayrımcı uygulamaları olduğunu belirtti. "Erkekler, kadınlar ve çocuklar korkunç koşullarda yaşıyor. Kamplardan dışarı çıkma ve seyahat etme imkanları neredeyse imkansız. Kamplarda ve izole edilmiş köylerde yaşamak zorunda kalıyorlar. Eğitim, sağlık, elektrik, su, kanalizasyon gibi imkanlar yok denecek seviyede" ifadelerini kullandı.
Arakan Eyaletinde yaşayan Müslümanlara vatandaşlık verilmemekte, vatansız bir statüde yardıma muhtaç şekilde insanlık dışı şartlarda ve temel vatandaşlık hakları olmaksızın yaşamalarına ortam sağlanmakta, çalışma hakkı dahil temel haklardan mahrum bırakılmaktadırlar.
Temel insan haklarını hep belirli gruplar ve ülkeler için ön plana çıkarma alışkanlığına sahip ülkeleri, özellikle de Birleşmiş Milletler’i, Myanmar’da yaşanan bu insanlık dışı baskı, zulüm ve ihlalleri sonlandırma girişiminde bulunmaya çağırıyor, bu insanlık dışı zulüm ve hukuk ihlallerini gerçekleştirenleri şiddetle kınıyoruz.
Prof. Dr. Yücel ACER
Rektör
